Demircode

"Daima bir adım ileri..."
www.demircode.com

27 Haziran 2016 Pazartesi

Windows 10 parolası nasıl sıfırlanır?

Windows 10'un oturum açma parolasını mı unutunuz? İşte Windows 10 parola sıfırlama hakkında bilmeniz gereken her şey...



Bilgisayarınızın güvenliği için Windows 10'u bir parolayla kullanmanız büyük önem taşıyor. Ancak bu parolayı kaybetmeniz halinde, sistem ayarlarınıza göre sorun yaşama ihtimaliniz var.

Aşağıda hesap türünüze göre parolanızı nasıl sıfırlayabileceğinizi ve unutma durumlarına karşı nasıl önlem alabileceğinizi size göstermek istiyoruz.

1. Parolanızı çevrimiçi sıfırlayın

Windows 10'da kullanıcı profilinizi yerel hesap veya Microsoft hesabı olarak ayarlayabiliyorsunuz. Microsoft hesabı varsayılan seçenek olarak sunuluyor ve parolayı Microsoft'un web sitesinden sıfırlamanıza izin veriyor. Hesabınız yerel ise, bu yöntem sizin için işe yaramayacak.

Önce Microsoft'un parola sıfırlama sayfasını açın ve parolamı unuttum seçeneğine tıklayarak ilerleyin. İstendiğinde eposta adresinizi girin ve size gönderilen doğrulama kodunu girin. Doğrulama kodu epostayla gönderiliyor ancak telefon numarasını ekleyenler, kodu telefonla da alabiliyorlar.

Çok kolay ve hızlı bir yol olduğundan, mümkünse önce bu yolu denemenizi tavsiye ediyoruz. Microsoft hesabınız yoksa veya internet bağlantınız yoksa, sonraki maddelere göz atın.

2. Parola sıfırlama diskini kullanın

Bu yöntemden faydalanabilmek için önceden hazırlanmış olmanız gerekiyor. Parola sıfırlama diskiniz varsa, oturum açma ekranına gidin ve yanlış bir parola yazın. Parolayı hatalı girdiğiniz söylendiğinde Tamam'a tıklayın. Bunun ardından ekrana gelen "Parolayı sıfırla" bağlantısına tıklayın.

Ekrana parola sıfırlama sihirbazı gelecek. Oluşturduğunuz sıfırlama diskini takın ve sonraki adıma ilerleyin. Listeden ilgili sürücüyü seçin ve bir sonraki adıma tıklayın. Şimdi yeni bir parola girin ve sonraki adıma tıklayarak işlemi tamamlayın.


3. Yeni bir hesap oluşturun

Bu yöntem size biraz karmaşık gelebilir ancak söylediklerimizi yaparak yeni bir kullanıcı hesabı oluşturabilir ve sisteminize ulaşabilirsiniz. Windows 10 kurulum diskine ihtiyacınız olacağını söyleyelim.

Sisteminizi Windows 10'un kurulum diskinden başlatın ve Shift + F10 kısayolunu kullanarak komut satırını açın. Şimdi Windows 10'un oturum açma ekranındaki "Erişim kolaylığı" düğmesinin işlevini değiştireceğiz. Bunun için aşağıdaki iki komutu girin.

move c:\windows\system32\utilman.exe c:\windows\system32\utilman.exe.bak
copy c:\windows\system32\cmd.exe c:\windows\system32\utilman.exe

Makinenizi baştan başlatın ve oturum açma ekranına dönün. Sağ alttaki erişim kolaylığı düğmesine tıklayın; ekrana komut satırı gelecek. Şimdi sırasıyla aşağıdaki komutları girin (KullanıcıAdı yerine oluşturmak istediğiniz adı girin).

net user KullanıcıAdı /add
net localgroup administrators KullanıcıAdı /add

Bilgisayarınızı baştan başlattığınızda oluşturduğunuz yeni kullanıcı ile Windows'u açabileceksiniz. Oturum açtıktan sonra eski hesabınızdaki dosyalarınıza Dosya Gezgini'ni kullanarak ulaşabilirsiniz. Windows'un dosya şifreleme özelliğini kullandıysanız, şifreli dosyalarınıza ulaşmanız mümkün olmayacaktır.

Kaynak: CHIP Online

Akıllı televizyonlar da yazılım tehdidi

Televizyonların işletim sistemlerini kilitleyerek kullanıcıların erişimini engelliyor.



Günümüz teknoloji dünyasında kesin çözümü bulunamamış ve önemli kayıplara yol açabilen fidye virüsleri her geçen gün bir başka versiyonu ile kullanıcıları tehdit etmeye devam ediyor. Trend Micro tarafından keşfedilen, akıllı televizyonları hedef alan fidye virüsü; bilgisayar ve  mobil cihazları tehdit eden fidye virüslerden farklı bir yol izliyor. Kullanıcılar, televizyonlarında önemli kişisel bilgilerini arşivlemedikleri için, hacker'lar geliştirdikleri bu yazılım ile televizyonların işletim sistemlerini hedef alıyor. Trend Micro Akdeniz Ülkeleri Genel Müdürü Yakup Börekcioğlu, bu yazılıma maruz kalındığında ekranda televizyonun şifrelendiğini ve açılması için ücret talep edildiğini belirten bir mesaj çıktığını belirtiyor. Öncesinde virüse dair herhangi bir uyarının bulunmadığını ve fark etmeden televizyonlara bulaştığını dile getiren Börekcioğlu, bu tehdidin tüm dünyada hızla yayılabileceğini öngördüklerini vurguluyor.

Yakup Börekcioğlu "Fidye yazılımları, Türkiye'nin de içerisinde bulunduğu pek çok ülkede gündemde olan bir konu. Bu güne kadar yoğun olarak bilgisayar, tablet ve telefonları hedef alan saldırılarla karşılaştık. Şimdi ise akıllı televizyonlarımız bu tehdit altında. Trend Micro olarak bu yazılıma özel hazırladığımız program ile kullanıcıların televizyonlarını etkin hale getirebiliyoruz. Bunun için televizyonlarını bilgisayara bağlamaları ve Trend Micro global sitesinde yer alan çözümü yüklemeleri yeterli oluyor. Henüz Türkiye'de karşılaştığımız bir durum değil ama bu gibi yazılımların yayılımı çok hızlı olduğu için hazırlıklı olmak ve böyle bir şey başımıza geldiğinde panik olmadan uygun güvenlik çözümünden ya da teknik servisten destek almak gerektiğini bilmek gerekiyor. Rusya, Bulgaristan, Macaristan, Ukrayna, Gürcistan, Kazakistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Beyaz Rusya gibi ülkelerde bu yazılıma rastladık. Başka ülkelerde de tespit edilen bu virüsün yakın zamanda Türkiye'de dahil birçok ülkede tehdit oluşturacağına kesin gözüyle bakılıyor." açıklamasında bulundu.

Kaynak: CHIP Online

Google kendi akıllı telefonunu yıl sonunda kullanıcılara sunabilir


Google yıllardır ”Nexus” markası altında akıllı telefon üreticileriyle işbirliği yaparak kendi telefonunu üretiyordu. Ancak Telegraph‘a konuşan bir kaynağa göre şirket tamamen kendine ait bir akıllı telefon üzerinde çalışmalar yapıyor.

Şirket, Nexus için bugüne kadar LG, Huawei ve HTC gibi şirketlerle donanım işbirliği yaptı. Ancak bu süreçte özellikle tasarım ve donanım özellikleri ağırlıklı olarak üreticilerin elinde bulunuyordu. Google ise üzerinde çalıştığı proje ile A-Z’ye (donanım, tasarım, güvenlik) kendi imzasını taşıyan bir akıllı telefonu kullanıcılara sunmak istiyor.

Google şu an için konuyla ilgili açıklama yapmayı reddetmiş. Ancak kaynağın yaptığı açıklamaya göre şirket üzerinde çalıştığı kendi akıllı telefonunu yıl sonunda kullanıcılara sunabilir. Bunun yanında şirketin CEO’su Sundar Pichai geçtiğimiz ay içerisinde üçüncü parti üreticilerle yaptıkları işbirliğinin devam edeceğini açıklamıştı. Görünen o ki Google önümüzdeki süreçte hem Nexus markasını hayatta tutacak hem de kendi telefonunu kullanıcılara sunacak.

Kaynak: Webrazzi
Görsel Kaynak: turtix / Shutterstock.com

Chrome'da VR Deneyimi!

Sanal gerçeklik teknolojileri kapsamı genişlemeye devam ediyor. Son olarak Google, kullanıcıların Chrome bünyesinde sanal gerçeklik deneyimini yaşayabileceklerini dile getirdi.



Teknoloji şirketlerinin sanal gerçeklik teknolojilerini odaklarına alarak meydana getirdikleri çalışmalar genişlemeye devam ediyor.

VR sektörünün dev oyuncularından biri olan Google ise, kullanıcıların VR deneyimini Chrome üzerinden sağlayabileceklerini açıkladı.


Google VR Chrome'da!

Google Cardboard ve Google DaYDream çözümleri ile piyasada varlığını sürdüren Google, kullanıcıların Chrome üzerinden sanal gerçeklik deneyimlerini yaşamalarını sağlayacak.

30 Mart tarihinden bu yana konuşulan konu çerçevesinde Google, kullanıcıların VR cihazlarını Chrome ile bütünleştirerek kullanabileceklerini ifade etti.

Henüz Chrome Dev Kanalı kullanıcıları için geçerli olacak bu özellik, kullanıcıların Cardboard ve Daydream kullanarak sanal gerçeklik teknolojilerini kullanmalarını sağlayacak.


Google'ın VR ile web platformunu bütünleştirmeye yönelik olan girişiminin, daha sonraki süreçte farklı çözümlerin meydana gelmesinde rol oynayabileceği Android Authority'deki haberde yer aldı.

Henüz ilk aşamada olan çözümün, sistem oturana dek çeşitli aksaklıklara sebebiyet vereceği dile getiriliyor.

Google'ın söz konusu girişiminin, piyasanın diğer VR oyuncularının sonraki girişimlerini tetikleyecek nitelikte olduğunu söyleyebiliriz.

Kaynak: ShiftDelete.Net

Google Play Store'da Yeni Zararlı Yazılım!

Trend Micro tarafından Android'in resmi uygulama mağazası olan Google Play Store da dahil olmak üzere üçüncü parti neredeyse bütün mağazalara bulaşmış bir virüs tespit edildi.



Akıllı telefonlar hayatımızın vazgeçilmesi olmayı başardılar. Fakat akıllı telefonları akıllı yapan şey uygulama mağazalarındaki uygulamalar.

Uygulamalar olmadan bir akıllı telefon düşünemediğimiz bu günlerde, uygulama mağazalarındaki güvenlik kritik önem taşıyor.

Trend Micro bünyesinde çalışan güvenlik araştırmacıları tarafından keşfedilen yeni Android zararlısı Google Play Store üzerindeki sayısız uygulamaya bulaşmış durumda. Google Play Store'un yanında üçüncü parti başka mağazalarda da keşfedilen bu virüs, sıradan virüslerden biraz daha farklı.



Şu ana kadar üretilmiş bütün Android cihazlarının neredeyse hepsine root yetkisi kazandırabilecek bir açığı kullanarak saldıran virüs, cihazınıza root yetkisi kazandırdığında sizin haberiniz dahi olmuyor.

Root yetkisi kazandırdıktan sonra ise yapabileceklerinin sınırı yok. Sizi her türlü ortamda takip edebilir hatta kameranızı dahi açıp sizi izleyebilir.

Hindistan ve Endonezya başta olmak üzere bir kaç avrupa ülkesi ve Amerika'da keşfedilen virüs şimdilik ülkemizde keşfedilmiş değil.

Google, zararlı uygulamaları mağazasından kaldırmış olsa da uygulama indirirken dikkatli olmakta fayda var.

Kaynak: ShiftDelete.Net

24 Haziran 2016 Cuma

Google, Android açıkları için zam yaptı!

Google, Android'in daha güvenli bir sistem haline gelmesi için elini bir kez daha cüzdanına attı!



Google, geçtiğimiz yıl Android Security Rewards programını başlattığından beri 82 kişiye firmanın mobil işletim sistemindeki açıklıkları buldukları için 550.000 doların üzerinde ödül verdi. Şimdi ise teknoloji devi, 1 Haziran 2016 tarihinden sonra sunulan hata raporları için yüzde 33 ile yüzde 50 arasında daha fazla ödül vereceğini ilan etti.

Geçtiğimiz yılın en başarılı açık avcısı, sunduğu 26 rapor ile 75.750 dolar ödül aldı ve diğer 15 kişi de 10.000 doların üzerinde ödül almaya hak kazandı. Ortalama, her ödül başına 2.200 dolar ve her araştırmacı başına 6.700 dolar düşmekteydi. "Üst kalite" raporlar - yani hatayı kanıtlayan örnekler göstererek bir de yama çözümü sunanlar - normal açık raporlarına göre yüzde 50 daha fazla kazanç getiriyordu.

Bu açıkları bulmak ve ortadan kaldırmak, Android'in güvenliğini ciddi ölçüde arttırırken, katılımcıların OS dışındaki hataları sunmaları da destekleniyor. Google'ın söylediğine göre sunulan sorunların çeyreğinden fazlası, Android Open Source Project (AOSP) dışında geliştirilen ve kullanılan kodlarda bulunmaktaydı.

Ödül olarak daha fazla para sunmak, girişimci hacker'ların ve geliştiricilerin buldukları hataları kötü amaçlar için kullanmaktansa bildirmeleri için oldukça iyi bir yöntem. Google, Chrome ve diğer Google hizmetleri için de benzer programlar sunmakta ve ödül olarak bir milyonun üzerinde para vermiş durumda. Eğer bir Android açığı bulduğunuzu düşünüyorsanız ve bunun için ödül istiyorsanız, İngilizce detayları bu adreste bulabilirsiniz...

Kaynak: CHIP Online

Necurs Virüsüne Dikkat!

Bir süredir herhangi bir ize rastlanmayan Necurs, yeniden ortaya çıktı. Yeni özellikleri ile kullanıcılara adeta korku salan Necurs, neredeyse mükemmel bir virüs olacak kadar da donanımlı.



Son dönemlerde artan hack olayları nedeniyle son kullanıcı adeta diken üstünde. Standart truva atlarının yanı sıra etkisini günden güne arttıran fidye virüsleri son kullanıcıyı sarmış durumda.

Son bulgulara göre, popülaritesini kaybetmiş bir yöntem olan Botnet resmen küllerinden dirildi.

Döneminin başarılı botnet virüslerinden birisi olan Necurs, geçtiğimiz günlerde güncellenmiş bir sürümüyle piyasaya sürüldü.


Haziran ayının başında satışına başlanıldığı düşünen virüsün kabiliyetleri ise saymakla bitmeyecek cinsten.

Truva atının yapabildiği her şeye sahip olan Necurs buna ek olarak fidye virüsü görevi de görebiliyor.

Adeta karma bir virüs olan Necurs, aynı zamanda da fark edilmemek için işletim sistemindeki yerini ve ismini rastgele olarak sürekli değiştiriyor.

Sahte e-posta ile yayılmayı tercih eden Necurs virüsünden korunmak için e-postalarınızı çok ciddi bir şekilde kontrol etmeniz gerekiyor.

Kaynak: ShiftDelete.Net

Apple, Türkiye'de Çocuklar için Yaz Kampı Düzenliyor

Apple, çocuklar için düzenlediği yaz kampını duyurdu. Apple yaz kampında çocuğunuzun gelişimi için bir çok aktivite yer alıyor. Peki, Türkiye'de düzenlenen Apple yaz kampına nasıl katılınılıyor?



Okulların tatil olmasıyla veliler her sene aynı sorunun cevabını bulmak isterler; Yaz tatilinde çocuğumun keyifli ve eğlenceli vakit geçirmesini sağlayacak güzel ve faydalı aktiviteleri nasıl bulabilirim? Hem çocukların ilgi alanlarına hitap edecek, hem de yeni birşeyler öğrenmesini sağlayacak etkinlikleri bulmak gerçekten de ciddi emek ister.

Apple bu arayışa en güzel çözümü Apple Kampı ile sunuyor; Temmuz ayında gerçekleştirilecek 3 günlük ücretsiz atölyeler ile 8-12 yaş arasında çocuklar hayal dünyalarını hayata geçirebilecekler.

Apple Store’da, çocuklar için özel tasarlanmış çeşitli programlar bulunuyor. Gençlere Yönelik Atölyeler, Okul Gezisi ve Apple Kampı, çocukların düşünmeleri, öğrenmeleri ve yaratıcılıklarını geliştirmeleri için muhteşem fırsatlar. Üstelik tüm bunları yaparken çok eğleniyorlar.


Apple Kampı, 8-12 yaş arası çocukların hayal gücünü ateşlemeye teşvik etmek amacıyla tasarlanmış. Üç oturumlu deneyim sırasında, çocuklar film yapımını veya öykü anlatımını keşfedebilecekler.

Kampçılar, senaryo taslağı oluşturmak, video çekmek ve film müziği yapmak gibi, film yapımıyla ilgili süreçleri öğrenebilecekler. Veya kendi illüstrasyonları ve ses efektleriyle interaktif kitaplar oluşturabilecekler.

Apple Kampı’nın kahramanları, sadece çocuklar ve yaratıcılıkları! Ayrıca her bir atölye Apple Kampı Proje Sunumu ile tamamlanıyor, böylece çocuklar projelerini paylaşabiliyorlar.

Apple Kampı programları 11 Temmuz tarihinde başlıyor.

Apple Kampına kayıt olmak için tıklayın

Apple Kampı 8-12 yaş arasındaki çocukların yaratıcılıklarını Apple Store’daki uzmanların desteği ile digital projelerle geliştirebilecekleri 3 günlük ücretsiz atölyelerden oluşuyor.

Dünya genelinde 60,000’in üzerinde çocuk bu yaz Apple Kampına katılacak.

Apple Kampı’nda eğitimler iPad Pro 9.7 inç üzerinden yapılıyor.

Veliler de kamplara katılımcı olabilir ve öğrenebilirler.

Birinci Gün: iMovie ile Hareketli Hikayeler programına kayıt yaptıran çocukların velileri film yapımı becerilerini öğrenebilir; iBooks ile İnteraktif Hikaye Anlatımı programına kayıt yaptıran çocukların velileri albüm oluşturmayı öğrenebilirler

İkinci Gün: Apple ID, Aile Paylaşımı ve Kısıtlamaları ile ilgili daha detaylı bilgi öğrenebilirler
Üçüncü Gün: Kampçıların gösterimine katılmaya veya kendi yaptıkları şeyleri göstermeye davet edilirler

Atölyeler
iBooks ile İnteraktif Hikaye Anlatımı

Kampçılar kendi interaktif kitaplarını hazırlayacaklar ve fikirden resimli taslak oluşturmaya kadar hikaye yazmanın unsurlarını öğrenecekler. iPad kullanarak çizimler yapacak, ardından Mac üzerinde iBooks Author kullanarak ses efektleri ve Multi-Touch özellikleri ekleyecekler.


iMovie ile Hareketli Hikayeler

Kampçılar kendi filmlerini oluşturmak için ihtiyaçları olan her şeyi öğrenecekler. Fikirlerin resimli taslaklarını yapacak, video çekecek ve film yapım sürecinin diğer yönlerini araştıracaklar. Ardından Mac üstünde iMovie’de yeni muhteşem filmlerini kurgulayacaklar.

Kaynak: ShiftDelete.Net

Android programlamaya başlamak isteyenlere Google’dan özel eğitim programı


Geçtiğimiz yıl sonunda Udacity ile Tech Entrepreneur Nanodegree programını hazırlayan Google, bu kez Android programcılığına özel yeni bir kurs başlatıyor.

Google’ın ilk programı bir teknoloji girişiminin nasıl hayata geçirebileceğini anlatan küçük bir MBA programı niteliğindeydi. Android Basics Nanodegree adlı yeni program ise adından anlaşılacağı üzere Android programlamanın temellerini anlatıyor.

Herkes tarafından erişilebilir ve anlaşılabilir bir eğitim sunmayı amaç edinen Google, bu programla geçmiş eğitimi ve tecrübesi ne olursa olsun herkesin Android uygulaması geliştirmeye adım atabileceğini söylüyor.



165 saatlik eğitim programı

Android Basics Nanodegree programında 165 saatlik ders içeriği yer alıyor ve bu programı bitirenlerin basit Android uygulamaları geliştirebileceği paylaşılıyor. Yani günde 4 saat ayırarak 42 gün sonra basit Android uygulamaları geliştirmeye başlayabilirsiniz. Paysa.com verilerine göre bu kursu alacak kişileri bekleyen yıllık gelir ise 52,4 bin dolar ile 136 bin dolar arasında.


Google’ın iki farklı Android kursu daha var

Google’ın bu programını tamamlamak için 7 günlük deneme süresinden sonra aylık 199 dolar ödemek gerekiyor. Programı tamamlayan ilk 50 öğrenciye de Career-Track Android Developer Nanodegree bursu hediye ediliyor ki bu noktada Google’ın yine Udacity üzerinde biri ücretsiz, diğeri ücretli olmak üzere iki farklı eğitimi daha olduğunu paylaşalım.

Henüz bilmeyenler için Apple’ın Hindistan’da iOS geliştiricisi yetiştirme adımları attığını da eklemeden geçmeyelim.

Kaynak: Webrazzi

23 Haziran 2016 Perşembe

2016 Teknoloji Trendlerinin Yıldızı: Yapay Zeka



2016 yılının ilk yarısını tamamlamak üzereyiz ve şimdiden botlar ile yazışmalar, telefonumuzun akıllı asistanı ile yapılan sohbetler ve hatta yapay zeka ile donatılmış robotun laboratuvarlardan kaçması gibi bir çok önemli gelişmeyle karşılaşıyoruz.

The Future Today Institute‘un 2016 yılı için hazırladığı tahminler sunumunun da incelediğimiz zaman 2016 yılı beklendiği gibi yapay zeka alanındaki gelişmelere sahne oluyor. 2016 yılının ikinci yarısında çok daha fazla yapay zeka gelişmesi göreceğimiz kesin.

Peki 2016 yılı teknoloji alanında neler getirdi ve getirmeye devam edecek?

Botlar

Özellikle Facebook Messenger’ın bot alanında yaptığı atılım ve firmaların yaratıcı çözümleri bu alanda daha çok yenilik göreceğimizi gösteriyor. Artık Messenger üzerinden botlarla yazışıyoruz ve bu botlar arkasında bulunan yapay zeka sayesinde öğrenerek gelişiyorlar, ilerleyen yıllarda size nasıl aşık olabileceğiniz veya sevdiğiniz kişiyi nasıl bulacağınız konusunda da tavsiye verirseler şaşırmayın.


Algoritmalar

“Algoritma” dediğimiz şey aslında matematiğin başladığı günden beri problemler çözmek için hayatımızda yer alıyor ve bilgisayar biliminin de temelini oluşturuyor diyebiliriz. Günümüzde artık her adımımız bir veri ve özellikle akıllı cihazlardan dolayı her davranışımız ve hatta düşüncemiz bir veri oluşturuyor. Bu verileri anlamlandırmak ve çözümlemek için kullanılan ve kullanılacak olan algoritmalar ilerde toplumsal sorun teşkil edebilecek kadar gelişiyor. Google’a 2015 yılında yapılan en önemli eleştirilerden birisi yüksek maaşlı işleri erkeklere daha çok göstermesiydi. Buna neden olan şey ise algoritmasıydı.

Algoritmalar, ürettiğimiz veriyi kullanarak sigortacılara hangimizin daha büyük risk teşkil ettiğini, medya organlarına kimin hangi tür haberi daha çok görmek istediğini ve daha bir sürü şeyi söyleyebiliyor.


Derin Öğrenme (Deep Learning)

Yapay zeka teknolojisinin en önemli adımlarından biri derin öğrenme adımıdır. Makineler artık insan beyni gibi bir yapıya sahip ve öğrenebiliyorlar, her şeyi hafızalarında tutabiliyorlar ve daha önemlisi bu verileri kullanarak yeni veri üretebiliyorlar. Eğer dikkat ederseniz akıllı telefonlarınız artık fotoğraflarınızda yüz tanıma ile kategorileme yapabiliyor, Facebook, Google ve Microsoft yüz tanıma özelliği sayesinde neredeyse karanlıkta bile yüz tanımayı gerçekleştirebiliyor çünkü karakteristik yüz özellikleriniz veritabanlarında bulunuyor.

Facebook arkadaşınızı etiketlemek istediğinizi size artık ismini önererek soruyor ve bunun sonraki adımı robotların da sizi yüz hatlarınızdan tanıması ve hakkınızda bir çok şeyi biliyor olması. Alan Turing 1950’li yıllarda soruyordu. “Bilgisayarlar düşünebilir mi?” Bir çok öncü firmaya göre bunu cevabı evet. Hem düşünebilir hem de öğrenebilir hem de insanoğlundan daha hızlı ve daha iyi bir şekilde.

Şu anda bazı hastanelerde radyologlar gibi sağlık okuması ve teşhislerini yapan robotlar test ediliyor ve hatta Avusturalya da bir doğal gaz tesisini, kaynak yönetimini bir robota teslim etmek üzereler.


Habercilikte yapay zeka!

Haber ve içerik şirketleri bir çok test yaparak yapay zekalar tarafından geliştirilen haberler ve içerikleri kullanmaya başlayacak. Şu anda LA Times bu konuda öncülerden ve yapay zeka tarafından yapılan haberler sanki insanlar tarafından yazılmış gibi ayırt edilemeyecek düzeyde.

Tabi ki iyileştirilmesi gerekecek ama yapay zeka aynı zamanda hızlı analiz ve geniş erişim ağı sayesinde bir çok araştırmacı gazeteci için iyi bir asistan görevi görecek.


Gerçek zamanlı doğruluk analizleri

Bilginin üretim hızı arttıkça ve erişim – dolayısıyla yayılım- kolaylaştıkça gerçek olmayan bilginin yayılımı da aynı hızla arttı. Günümüzde en önemli sosyal medya problemi, karşımıza çıkan bilginin doğru olup olmadığı. Bu alanda yapılan çalışmalar yapay zeka ile birleşince gerçek zamanlı doğruluk analizlerini ortaya çıkardı. Washington Post Truth Teller projesi ile bu alanda önemli bir adım attı ve buna ek olarak Periscope, Youtube canlı yayını, Facebook canlı yayınları da bir bakıma haberlerin doğruluk kanıtlama merkezleri oluyor. 2016 yılında özellikle Amerika seçimlerinde bu araçların çok fazla kullanılacağı öngörülüyor.

İlerleyen yıllarda ise yapay zeka ve big data bir araya kusursuz bir şekilde gelince artık yalan haberler bir bir ortaya çıkacak ve tabi aynı zamanda bu durum manipülasyona da mahal verecek. Tam da bu nedenle büyük gruplar ve şirketler bir çok medya şirketini bünyesine katarak erişilebilirliğini artıyor.


Akıllı Kameralar

Kameralar da diğer teknolojiler gibi giderek akıllanıyor. Yüz tanıma gibi özelliklerin yanında geliştirilen teknolojiler ile artık kameralar hareket halindeki kişleri takip edip yüz tanıma ve nesnel tanımlama özellikleri ile birleşerek potansiyel güvenlik tehditlerini belirleyebiliyor. Güvenlik için kameralar diğer online kameralara da bağlanabiliyor. Bu gelişme Person of Interest’i anımsatsa da şimdilik duygusal analizler yapamadıkları için (en azından biz öyle sanıyoruz) sevinebiliriz.


The Future Today Institute’un hazırladığı 2016’nın teknoloji trendleri sunumunun tamamına aşağıda ulaşabilirsiniz.


Kaynak: Webrazzi

Google, sizin doktorunuz da olacak

Google, "her sorunuza bir cevabım var" diyebilmek için son boşluğu da dolduruyor!




Evet, "zaten öyle değil miydi," diyenleri duyuyor gibiyiz; zira önemli önemsiz herhangi bir rahatsızlığımızda, ilk yaptığımız şeylerden biri Google'da birkaç kelime ile bunu aratmak olmuyor mu? Ancak bunun sonucunda vardığımız sonuçlar bazen pek de başarılı olmayabiliyor. Bazen ya istediğimiz bilgiye erişemiyor veya tamamen yanlış sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Fakat Google bunu değiştirecek.

Evet, Google önümüzdeki günlerde kişisel doktorunuz olacak ve size rahatsızlıklarınızla ilgili daha detaylı bilgi verebilecek. Kısa süre içinde gelecek güncelleme ile beraber, örneğin "baş ağrısı" diye arattığınızda size rahatsızlığı tanımlamakla kalmayıp, öte yandan yönlendirmelerde bulunarak olası yakın rahatsızlıklardan birini bulmanıza yardımcı olacak.

Google, bu servisini yalnızca parmaklarınızın ucuna ve karşınızdaki ekranlara getirmeyecek; sanal asistanı Google Home'a da aşılayacak. Bu sayede evinizde doktorunuz her zaman hazır olacak.

Elbette servisin nasıl çalışacağını, önümüzdeki günlerde daha net göreceğiz.

Kaynak: CHIP Online

iOS 9.3.3 Beta 3 Çıktı

iOS 9.3.3 Beta 3 kullanıcılara sunuldu. Peki yanında hangi platformlar için beta sürümleri çıktı ve yeni sürümler neler getiriyor? İşte detaylar...




Güncel yazılım kullanmak her platformda çok önemli bir husustur. Bununla birlikte bazı kullanıcılar en güncele en erken kullanmak için beta sürümlerine de güncelleme yapıyorlar. Apple da kullanıcılar için üç adet yeni beta sürüm yayımladı. Bunlar hem iOS, hem OSX hem de tvOS için.

iOS 9.3.3 Beta 3 Yayımlandı

Çoğu Apple kullanıcısı ilgilerini iOS 10, macOS 10.12 Sierra, tvOS 10 gibi platformlarına yöneltse de, iOS 9 hala hayatımızda ve yenisi gelene kadar da onunla devam edeceğiz. Bu yüzden onunla alakalı gelişmeleri de takibi bırakmak olmaz.


watchOS 2.2.2 gözden kayboldu

Apple, mobil platformlar için olan işletim sistemi iOS için 9.3.3, masaüstü çözümler için OS X 10.11.6 ve TV platformu için de tvOS 9.2.2 sürümlerini yayımladı. Ayrıca şunu da belirtmekte fayda var; watchOS 2.2.2, Apple Developer platormundan kaybolmuş durumda. Henüz bu güncellemeyi saatine yükleyebilen yok.



Büyük değişiklikler içermiyor

Sürüm numaralarından anlaşılabileceği üzere üçüncü versiyon bu betalarda değişen çok başka bir şey yok. iOS 9.3.3, eski betalarıyla aynı problemlerin üzerinde çalıştığından bu sürüme dair herhangi bir not bulunmuyor. tvOS 9.2.2 ise herhangi bilinen bir sorunu düzeltmeye OS X 10.11.6 yönelik gelişmeler içermiyor.

Kaynak: ShiftDelete.Net

Hacker'lar verilerinizi nasıl çalıyor?

Hacker'lar, kişisel bilgilerinizi ve oturum açma bilgilerinizi nasıl ele geçiriyor?



Hack haberleriyle sıkça karşılaşmaya devam ediyoruz. Hacker'ların sadece birkaç ay önce milyonlarca Twitter hesabına erişim elde ettiğini, üstelik bunu Twitter'ı hack'lemeden yaptığını öğrenmiştik. Hacker'lar, daha önceki saldırılardan topladıkları oturum açma bilgilerini Twitter'da kullanmış ve her sitede aynı parolayı kullanan kullanıcıların hesabını ele geçirmeyi başarmışlardı.

Hacker'ların sürekli olarak zayıf noktanızı aradığı şu dönemde kendinizi ve değerli verilerinizi korumak için dikkat etmeniz gereken bazı şeyler var.

Hacker'lar bilgilerinizi nasıl alıyor


"Hack'lemek" denildiğine aklımıza çoğu zaman sayfalarca kod, bilgisayar başında harcanan saatler, parolaları kırmak için denenen farklı yollar geliyor. Ancak gerçekte hacker'lar, hesabınıza girmeyi sağlayacak bilgileri arayacak bir program yazıp, bu işi hızla gerçekleştirebiliyorlar. Parolaların tekrar kullanımını hedefleyen bu tür programların her tür hizmet için yazılmış olduğu ve sürekli olarak güncellendiği uzmanlar tarafından söyleniyor. Sadece parolaların değil, güvenlik sorularına verilen cevapların ve diğer detayların aynı olması da hacker'lerın hesabınızı ele geçirmesini sağlayabiliyor.

Elbette bazı hacker'lar, daha aktif bir rol oynayarak zararlılardan faydalanabiliyor. Bilgisayarınızdaki verileri çalmak üzere özel geliştirilmiş yazılımlar olan zararlıların farklı türleri var. Örneğin klavyede bastığınız tuşları kaydeden keylogger türü zararlılar, bu şekilde yazdığınız her şeyi takip edip, hesap parolalarınızı kolayca ele geçirebiliyorlar.

Hacker'ların faydalandığı bir yöntem daha var: Olta saldırıları. Burada hacker, size Apple, Facebook gibi bir firmadan gönderilmiş gibi görünen bir eposta gönderiyor ve sizden bilgilerinizi istiyor. Bu epostalar, sizi bazen hizmetin resmi web sayfasına benzer bir sayfaya yönlendirebiliyor. Gerçekte sahte olan bu sayfaya eposta adresinizi ve parolanızı girdiğinizde, hesap bilgilerinizi hacker'lara kendi ellerinizle teslim etmiş oluyorsunuz.

Peki nasıl korunmalı



Hacker'ların kişisel bilgilerinizi nasıl ele geçirdiğini öğrendiğinize göre sıra şimdi kendinizi korumaya geldi. Önce parolalardan başlayalım.

Parolalara öncelik verin: Başta da söylediğimiz gibi Hacker'lar, önceki veri sızıntılarındaki parolaları farklı hesaplarınızda kullanmayı deniyorlar. Çoğu kişi hesaplarında aynı parolayı kullandığından bu yöntem, hacker'ları başarıya ulaştırıyor. Çözüm ise tahmin ettiğiniz üzere her hesabınız için eşsiz bir parola oluşturmaktan geçiyor. Bunu yaptığınızda bir hesabınızın hack'lenmesi halinde diğerleri hakkında endişe etmenize gerek kalmayacak.

Antivirüs yazılımı kullanın: Bilgisayarınızı korumak üzere bir antivirüs kullanmanızda büyük fayda var. Ancak antivirüs kullansanız bile bilinmeyen kaynaklardan yazılım indirmeyin ve şüpheli web sitelerinde dolaşmayın.

Olta saldırılarına dikkat edin: Bu tür saldırıları anlamanın kolay bir yolu var. Gönderenin adresinde şüphe çeken bir detaya rastlıyorsanız, dikkatli olun. Örneğin info@apple.com muhtemelen gerçek bir adres iken info@apple.gg.com adresinin Apple ile ilgisi olmayabilir. Herhangi bir epostadaki bağlantıya tıklayıp, oturum açmanızı tavsiye etmiyoruz. Özellikle banka hesaplarınıza her zaman adresi kendiniz yazarak girin. Link'lere tıkladığınızda, adres çubuğunda yazanları mutlaka kontrol edin (sahte bir web sitesine yönlendirilmediğinizi denetleyin) ve HTTPS bağlantısı kurduğunuzdan emin olun.

Hazırlıklı olun: Uçuk fırsatlara, büyük ödülün size çıktığına hemen inanmamanızda, gerçekçi düşünmenizde, tedbirli olmanızda ve her zaman hack'lenebileceğinizi aklınızda bulundurmanızda fayda var. En tecrübeli güvenlik uzmanları bile bazen tuzağa düşebiliyor; bu yüzden yukarıdaki adımların sizi hack'lenemez kılmadığını da unutmayın.

Kaynak: CHIP Online